Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Mutluluk Yolunda Altın Tavsiyeler
Ali Fuat Başgil bizlere inanılmaz öğütler veriyor, hayatın her yerinde geçerli, zamanın öldüremedigi altın öğütler..ilham aldığı kitap Jules Paylot'un İrade Terbiyecisi kitabıdır. İkınci bir önerdigi kitap Jean Jacques Rousseau'nun Emile adlı kitabıdır. Ali Fuat Başgil Fransız yazarlardan etkilenmiş ve kendini bu dogrultuda geliştirmiş. Üniversiteyi de Paris'te okumuş ve
Paris Hukuk Fakültesinde doktora
Paris Edebiyat Fakültesi
Paris Felsefe Fakültesi
Paris Siyasi İlimler mektebi olmak üzere çok çok kıymetli okullardan 4 diploma alarak bizlere ışık tuttuğu kitabı çok kıymetli ve çok değerli kültürel bir miras olarak görüyorum. Okulllarımızın eğitim sistemini yeterli görmez, bu doğrultuda gençlerin kendilerini yetiştirmede, başarı ,kariyer, muylu hir iş hayatı, kendini tanıma, katakter, huy gibi konularda kendimizi nasıl geliştirmemiz gerektiğini anlatmaktadır. Her gencin ışıldayan bir pırlanta olduğunu ve bu parıltının surekli olabilmesinin kişinin kendi çabalarıyla olabileceğini anlatmaya çalışıyor. Son cümlesinde beni hayırla anın diyor ve bizde büyük ustamızı ülkemizin çok büyük değerlerinden olan hocamızı hayırla anıyoruz. Ruhun şaad olsun...
Ali Fuat Başgil'in keşke 18 yaşında karşılaşsaydım dediği ruh terbiyesini anlatan bu kitabı benim yaptığım gibi İstanbul-Erzurum uçağında, Erzurum-Sarıkamış Doğu Ekspresi seferinde ya da derslerin okuma saatlerinde okuyup bitirmek yerine ders çalışır gibi sakin kafayla, günün belli zamanlarında kıraat edip içselleştirmeye çalışınca kanımca netice alınabilir. Ben mantığını kavradım fakat dediğim gibi pek de stratejik yoğunlaşmadım. Yolun başındaki genç arkadaşlar sindirirse bu kitap, bu dönüm noktaları yahut nirengi taşları olacaktır ki Cemil Meriç'in öyle olmuş.
-Benimle konuşur musun?
-Güneşi yerinde tut, seninle konuşayım.
Sevgili okur; kitap, geçip giden ömrümü tekrar tekrar sorgulamama sebep olan, zamanın kıymetini hatta anın kıymetini alimlerin fiilleri ve tecrübeleri ile önümüze koyan, sade ve akıcı bir dille kaleme alınan, baş ucu kitaplarım arasına eklediğim ve her anda kaybolduğumu, bocaladığımı
Cemil Meriç'in "Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim." dediği, Ali Fuat Başgil'in "Gençlerle Başbaşa" adlı eserinde bu kitabı 18-20 yaşlarında okumayışını bir kayıp olarak gördüğünü anlattığı bir çalışmadır 'İrade Terbiyesi'.
Adından da anlaşılacağı üzere irade terbiyesiyle ilgili, nefsle başa çıkmaya yardımcı olacak tavsiyeler, fikirler, örnekler veriyor yazar. Yaptığı tespitler gerçekten tam yerinde olmuş. Ben çok keyif aldım okurken. Alıntı yapmaya doyamadım
Herkes okumalı fikrimce
Gençlerle Başbaşa
Gençlerle Başbaşa Ord. Prof.Dr. Ali Fuat Başgil'in eseri. Yazdıkları günümüzde hala geçerli. Hatta daha da önemli hale geldi.
Başarılı olup kendisine ailesine ülkesine faydalı bir birey olmak isteyenler mutlaka okumalıdır.
İyi okumalar
Gençlerle Başbaşa
Goodreads: 4/5
1000kitap: 8,8/10
5/5
Kötü mayalı bir insandaki terbiye ve nezaket sırf bir ciladır. Ve cam üzerindeki boya gibidir. Satıhta kalır. Mayaya ve öze asla işlemez. Ve hakiki manasıyla iyi insan, terbiye kumaşından dikilmiş süslü bir elbise ile değil, iç çehresi ve hamurunun mayası ile insandır. Hülasa terbiye sadece
Kitap 10/10 verebileceğim bir eser. İsminden de anlaşılacağı üzere sohbet eşliğinde gençlere verilen nasihatleri ele alıyor.
Eserin en güzel yanı Ali Fuat Başgil hocamızın ilim yolundan geçen ve bu yoldaki meşakkatleri, zorlukları ve bunlar karşısında yapılması gerekenleri en içten ve samimi anlatımı dil anlatımı ile ele almasıdır.
Saygı ve sevgilerle keyifli okumalar dilerim.
•
"Gençliğini eğlenmekle geçiren,
ihtiyarlığını ağlamakla geçirir."
•
Kitabı ilk elime aldığımda Ord. Prof. Dr. Ali Fuat BAŞGİL ve Cemil MERİÇ’İN övgü dolu cümleleri dikkatimi çekti. Daha doğrusu bu değerlendirmeleri kitabı almamı sağladı. Yazarıyla ilgili yaptığım araştırmada 1859-1940 arasında yaşamış Fransız bir pedagog ve eğitimci olduğunu; bu kitabı 1895’te yazdığını öğrendim. Yazar kitabı bu tarihte 18-25 yaş arasında, üniversite öğrencisi, erkek, Fransız bir birey için yazmış. Bu birey kendini zihinsel çalışmalardan alıkoyacak faktörlerle nasıl mücadele etmeli, bunun için nelere dikkat etmeli ve nelerden yararlanabilir sorularına cevap arıyor. Kitabı okurken çağın pedagojik yaklaşımı hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. Kitapta ‘aptal’ , ‘salak’, ‘alçak’ vb ifadeler sık sık kullanılmaktadır. Ayrıca kitap çağının ruhuna uygun olarak kadına ikinci sınıf bir rol yüklemektedir. Bu arada dikkatimi çeken bir diğer husus da Katolik inancına yer yer güzellemeler yapmakta. Halbuki yazarla ilgili Fransa’da laik eğitimin savunucularından tarzında birşeyler okumuştum. Özet olarak 1895 yılında yazılmış bir kitap. Yazıldığı dönemin pedagoji bilimi ışığında o zamanlar için değerli olabilir. Günümüzde de hala geçerli olduğunu kabul etmek bilimsel ilerlemelere ve gelişmelere, bilimin doğasına aykırı bence. Bu kitapla birlikte 1980 ‘den önce yazılmış bu tarz kitapları okumama yönünde bir düşünce oluştu kafamda.
·
Puan vermedi
Merhum Bayraklı Hocanın (İzmir Eşrafından) kütüphanesi evlatları tarafından şahsıma hediye edildiğinde ilk karşılaştığım Osmanlıca son baskısı ile Terbiye-i İrade aklıma hemen önceki notlarımdan Cemil Meriç'i getirdi. Ali Fuat Başgil Hocanın bahsettiği Jules Payot'un eserinin yerli bir muadili olduğunu anladığım eser beni meshetti. Peki neden talim değil terbiye? Bence talim sadece öğretmeye adapte olmuş madde boyutu, terbiye ise mana boyutudur. Yani temessüldür hatta özdür. İrade ise bizi varlıklardan ayıran yüce vasıf! Peki bu İrade nasıl yücelik vasfına uygun kalabilir? İşte sorulara cevap ve kitap...
Herkese Merhabalar,
Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim.”// Cemil Meriç.
“Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum.”// Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil.
Mücadele etmemiz gereken iki unsur var; tembellik ve nefse düşkünlük." diyor yazar. Özellikle zihni